TARİHİ HATADAN VAZGEÇİLMELİDİR
“YÖK, ÜNİVERSİTELERE ÖĞRENCİ YERLEŞTİRMEDEKİ TARİHİ HATADAN DERHAL VAZGEÇMELİDİR” YÖK'ün Üniversiteye girişte sürekli değiştirerek uygulamak istediği yeni sistemi Suriye ve Ortadoğu politikalarına benzeten Balaban, açıklamasında şunları söyledi: “YÖK, Üniversitelere öğrenci yerleştirmedeki tarihi hatadan derhal vazgeçmelidir. ÖSYM'nin ve YÖK'ün Üniversiteye girişte sürekli değiştirerek uygulamak istediği yeni sistem Suriye ve Ortadoğu politikalarına benzemektedir. Türkiye'nin Suriye ve Ortadoğu politikalarında sürekli hatalı kartları oynadığı gibi Üniversiteye giriş sisteminde de sürekli yapılan değişikliklerle gençlerimiz, öğretmenlerimiz kaybetmekte, Ülkemizin geleceği karartılmaktadır. Milletimizi Tarih şuurundan yoksun bir millet haline getirmeye çalışmaktalar. Yaz boz tahtası haline getirilen eğitim sistemiyle gençlerimizin, öğretmenlerin motivasyonu bozulmakta, hiç kimse geleceğe güvenle, ümitle bakamamaktadır. ‘Bilindiği gibi üniversiteye giriş sistemi değiştirildi. Yeni açıklanan sisteme göre birinci oturum; temel yeterlilik testi, ikinci oturum ise Türk Dili ve Edebiyatı, sosyal bilimler, matematik ve fen bilimleri sorularından oluşacak. Temel Yeterlilik testi sadece Türkçe ve matematik sorularını kapsayacak. İkinci oturumun da soru sayıları azaltıldı. Üstelik adaylar Temel Yeterlilik Testi’nden kaç puan alacağını bilmeden ikinci oturuma girecek. İki günde tamamlanacak olan sınavlara ilişkin kamuoyunda pek çok tartışma yaşanıyor. Üniversite giriş sistemi değişti. Gereksiz bir değişiklik olduğunu yeni problemler oluşturacağını düşünüyorum. Çünkü gerekçelerini bilmiyoruz. Tarih, T.C. İnkılap Tarihi gibi derslerden hiç soru çıkmayacağı, bazı derslerin sorularının yetersiz olacağı gibi konularda ciddi tepki var. Sizlerin gördüğü eksikler nelerdir? Tamamlamak için geç değil, YÖK görüşlerinizi dikkate alabilir. YÖK'ün neleri düzeltmesini isterdiniz? Çağrımız üzerine yüzlerce kişi üniversite giriş sistemiyle ilgili görüşlerini bildirdi. Bildirilen görüşlerden bazıları şöyle: “1. Tarih dersinin ilk oturumda olmaması öğrencilerimizin tarih bilimine ilgisini azaltacaktır. 2. Tarih dersinin öneminin azaltılması uzun vadede nesillerimizin devletine, milletine olan bağlılığı ve güvenini zayıatacaktır. Ve farklı kaynaklardan tarih eğitimi alınması ülke bütünlüğüne zarar verecektir.
3.Tarih öğretmenlerinin istihdamında hâlihazırda sıkıntı yaşandığı için meslektaşlarımız özel sektörden ekmeğini kazanıyorlar. Tarih dersinin öneminin azaltılması, ülkemizde sayısı binlerle ifade edilebilecek olan meslektaşımızın ilerleyen süreçte mesleğini yapamaz hale gelmesine neden olacaktır. 4.Nitekim -sınav sistemi bu şekilde olursa- istikbalde; derslerimizde öğretimini yaptığımız Türk töresi, İslam hukuku ve Roma hukukunu bilmeyen hukukçular, Türk devletlerinin tarihsel süreçte izlemiş olduğu politikaları bilmeyen siyaset bilimciler ve diplomatlar yetişecektir. 5. Bu ülkenin doktoru, avukatı, mühendisi tarih şuurundan yoksun yetişecektir. 6. Okul müfredatlarında yine tarih dersleri olacak ancak sizde takdir edersiniz ki sınav odaklı gençlerimiz sınavda olmayan bir dersi artık dikkate almayacaktır. Bu yeni sistem ile nasıl bir hata yapıldığı belki kısa vadede anlaşılmayacaktır. Ancak uzun vadede tarih şuuru almayan nesillerin yaşayacağı/yaşatacağı sorunları millet olarak hep beraber göreceğiz. Yol yakınken bu vahim hatadan dönülüp; 1. YKS’de Cumartesi sabah oturumunda Sosyal ve Fen grubundan da soru sorulması, 2. TM alanında Tarih dersinin oluşan puana etkisi olması ya da Hukuk, Siyaset Bilimi, Kamu Yönetimi, Psikoloji gibi bölümlerin sözel alana alınması, 3. Tarih dersinin her alanda kaynaklık yapan ortak ders olacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Unutmayalım ki; “Tarihini bilmeyen ulusların coğrafyalarını başkaları çizer!” Şu an bile öğrenciler seçmeli tarih ve coğrafya derslerinin kaldırılıp, yerine ilave matematik, Türkçe dersi konulmasını idarelerden talep ediyorlar. İlgili branş öğretmenleri moral olarak yıkılmış durumda. Ben zik öğretmeniyim. Fen dersleri hala önemli. MF puanına etkisi 50 ancak soru sayısı müfredata göre çok az. Ya konu sayısı azaltılmalı ya da soru sayısı arttırılmalı. Şöyle ki 4 aylık bir dönemde 10 soruluk iki sınav yapıyoruz, ancak 4 yıllık müfredatı 14 soru ile ayrıştırmaya çalışıyoruz. Soru sayısının azalması öğrencilerin yapacakları her hatada daha büyük kayıplar yaşayacakları anlamına gelir ki, YGS-LYS toplam 44 soruda ortalama 3 zik sorusu yapabilen öğrenciler için fen sınavı tamamen belirleyici bir rol oynayacaktır. Kaçıracakları 1 soru sınav sonucunda çok büyük farka sebep olur. Kısacası bu sınav TM öğrencileri için bir avantaj doğururken MF öğrencileri için bir dezavantaj gibi gözükmektedir.” “Bölümlerarası geçişkenlik sağlanmalıdır. Örneğin hukuk gibi bir bölümde matematik ön koşul olarak sunulmamalıdır. Pek ala ezberi kuvvetli sözelci biri de hukuk fakültesini başarıyla bitirebilir. Siyasal hukuk gibi bölümlerde sözele de şans vermek bu bölüme ilgiyi arttırır.” “Yükseköğrenimde tarih, felsefe ile bağlantılı bölümlere EA puan türü ile sadece matematik, edebiyat, coğrafya ile öğrenci kabul etmesin. Tarih ve felsefenin ağırlığının arttırılmasını ya da bu bölümlere sözel puan türü ile öğrenci kabul edilmesini makul görüyorum. (Hukuk, uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi, PDR, siyaset bilimi felsefe grubu bölümleri vs.)” “Mesleklerin gereklilikleri iyi incelenmeli ve bazı bölümler için tek daldan tercih yerine iki daldan tercih hakkı verilmeli. Mesela tıp, fen içeren bir dal olduğundan sadece sayısaldan alması gerekirken; bazı mühendislikler pek ala eşit ağırlık bölümünden de tercih edilebilmelidir. Veya ezbere dayalı tarih, arkeoloji gibi bölümler sadece sözlerden tercih edilirken; hukuk, siyasal gibi bölümlere de sözelden tercih hakkı verilebilir. Matematik yapan insan kafası basar mantığından kurtulmak gerekir. Tarih ve ezber gücü olan sözelciler arka plana atılmamalı. Sözelin cazibesi arttırılmalı.” “Tarih ve felsefe alanıyla ilgili problem, en önemli problem olmakla beraber, sınav bir hafta sonuna sıkıştırıldı ancak ilk sınav sonucuna göre baraj koyuldu. Cumartesi sabah oturumundan yeterli puan alamayanın ikinci sınava girmesinin anlamı yok, ancak çocuk sonucunu bilemediği için öğleden sonraki sınava mecburen girecek.” “Sorun 1. Oturumda. Birinci oturumda 40+40=80 soruluk testte zorunlu ortak derslerden soru bulunmalıdır. Örneğin 20 Türkçe, 6 Tarih 6 Coğrafya, 5 Felsefe ve 3 Din Kültürü sorusundan oluşan sözel testi ve yine 20 Matematik 7 Fizik 7 Kimya ve 6 Biyoloji sorusundan oluşan bir sayısal testi. Yine birinci sınav ile ikinci sınav arasında 1 ay süre olmalı, barajı aşamayalar ikinci sınava girmemelidir. Ayrıca birinci sınavın sonucuna göre ön lisans (iki yıllık) puan türü en az üç olmalıdır. Örneğin; tyt-sözel, tyt-sayısal ve tyt-esit ağırlık gibi.
Lisans programlarına 40’lık katkısı olan birinci sınavda YKS sayısal puanına tyt sayısal puanı, YKS sözel puanına tyt sözel puanı, YKS eşit ağırlık puanına tyt eşit ağırlık puanı YKS dil puanına tyt sözel puanı eklenmeli. Hangi puan türünden hangi bölümlerin tercih edilebileceği bölümlerin özeliklerine uygun olarak belirlenmelidir. Şimdilik bunlar yapılırsa sıkıntı giderilebilir. İkinci oturum ve dil sınavı birinci sınav yapılıp açıklandıktan sonra iki günde yapılabilir.” “Fizikten 56 üniteyi 13 soru ile değerlendirmek sıkıntılı gözüküyor. İki sınav arası en az üç ay olmalı. Yapılan her değişiklik 4 yıl sonra uygulanmalı. Teknik taktik olarak 4 yıl maça hazırlanmış, maç başlamış; biz kuralları değiştirdik diyorlar. En ideal olanı yapsalar bile hemen uygulanması yanlış.” “Tarih dersinin sayısal ve eşit ağırlık gruplarında tekrar gelmesini istiyoruz. Tarihini bilmeyen hukukçu olamaz. Tarih göz ardı edilemez. Sistem 20 günde hazırlandı. Neye göre kime göre. Tarih öğretmenleri işsiz kaldı. Gelecek nesil tarihini önemsemeyecek. “ “Yeni sistemi getirenler bir zamanlar çocukların kaderi iki üç saatte belli olmasın biz zamana yayalım kriyle ortaya çıkmışlardı. Olması gereken de buydu bence. Ülkenin matematik alanında kendini geliştirmesi lazım bu doğru ama matematik, sosyal bilimler ya da matematik, fen bilimler noktasına geldiğimizde saçma durumlarla karşılaşırız. Yıllardır kapsam geçerliği bir sınav için önemlidir diye öğretildi ancak zikten gelecek 15 soru ne kadar konuyu ölçecek. Mühendislik bölümleri iyi zik bilgisi isterken, hiç zik yapmayan biri bu bölüme gidebilir ya da biyoloji yapmayan kişi sağlıkla alakalı bir bölüme gidebilir. Tarih bilmeyen biri hukukçu olabilir. Bunlar eksik kısımları. Ben edebiyat öğretmeniyim edebiyat dersinin ağırlığı artmış gibi görünüyor ancak çok iyi matematik yapan biri sadece matematikle iyi bölümlere gidebilir. Şahsi düşünceme göre ileri değil geriye doğru bir sistem olmuş. Ben bir öğretmen olarak kendi çocuğumun tarih bilincinden yoksun olmasını istemem. En büyük kayıp tarih dersinin yok sayılması.” “İlk oturumdaki sınavın sorularının branşlara göre çeşitliliği artırılmalıdır. İlk oturumdaki sınavın 40 olan genel puana etkisi düşürülmelidir. YKS ile değersizleşen Tarih, Felsefe ve Fen bilimlerinin kapsayıcılığı artırılmalıdır. Alan dışı soruların çözümünün de genel puana etkisi sağlanmalıdır.” “İlk sınavdan fen ve sosyalin çıkarılması mantıksız, okulda derslere yansıması kötü olacak. Soru sayılarında azalma ölçmeye uygun değil.” “Değiştirilen sistemde öğrenci, sınavın ikinci aşamasına girmeyi 2-3 saat içinde karar verecek. Bu tamamen yanlış bir uygulama olur. Tarih ve T.C. İnkılap Tarihi birinci aşamada mutlaka olmalı. Sınav iki aşamalı ama tek sınav gibi uygulanacak. Bu öğrencilerin motivasyonunu bozacak etkenlerden. Bütün öğrencileri aynı sınava sokmanın mantığı yok. Akademik alana göre olmalı, istediği sınava girebileceği bir sistem olmalı. Aksi takdirde ÖSS’den farkı olmaz. Daha önce denendi, yanlış olduğu görüldü. Allayıp pullamakla sınav değiştirdik denmez. Üniversite sınavlarının 1. aşaması ile 2. aşaması arasında en az 3 ay süre olmalı. Böyle olması pedagojik açıdan daha doğru olur.