BAŞSAVCISI AKBULUT’TAN ISPARTA’YA VEDA

BAŞSAVCISI AKBULUT’TAN ISPARTA’YA VEDA

Isparta Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Akbulut dün yayınlanan HSK kararnamesiyle Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına atandı. Yaklaşık 4 yıldır Isparta’da görev yapan Akbulut, veda mesajı yayınladı. İşte Akbulut’un O Yazısı; Isparta’ya Veda Sevgili Isparta! Tam dört yıl boyunca beni ve ailemi bağrınıza bastınız. Küçük oğlum Göktuğ Melikşah burada dünyaya geldi. Bu şehirden güzel anılarla ayrılırken güzel insanlar ve güzel dostlar biriktirdik. Her güzel hikayenin bir sonu olduğu gibi şimdi yine yollara revan olma vakti. Gittiğimiz yerde de güzel yurdumuzun güzel bir beldesinde hizmetimize  devam edeceğiz. Buraya gelişimiz gibi gidişimizin de hikayesi özetle budur. Kendimi daima Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hizmetkarı olarak hissettim, bu ülkeye sadakatım şerefim ve hizmetim borcumdur, böyle bildim böyle öğrendim. Aziz devletimin yatılı okullarında okudum, yurtlarında barındım, bugün giydiğim urbadan, içtiğim çorbaya, yediğim ekmekten, başımı koyduğum yastığa kadar her şeyimi ali devletime ve aziz milletime borçlu bir fani isem biliyorum ki ömrüm bu ülkeye olan borcumu ödemeye kifayet etmeyecek ben yine de karınca misali yolumda yürümeye devam edeceğim. Hayata bakışımızın hikayesi de özetle budur. Adalet vazifemizi yerine getirmek bizlere devletimize ve milletimize olan borcumuzu az da olsa ödeme fırsatı verir. Gönül dünyamızda ise Adalet, Alemlerin Şanlı Melikinin bizzat kendisidir! Haddimiz değildi belki ama bizler Yüce Varlığın esmasına şan verenlerden olmayı diledik. Varıp gittiğimizde huzuruna az da olsa bir hikayemiz olsun istedik. Arzın üzerinde yürüyüşümüzün hikayesi de özetle budur. Bizler, adını var oluşumuzdan alan vatanımızı, onun nişan taşı olan bayrağımızı, varlığımızla varlık bulan milletimizi ve binlerce yıllık mirasıyla milletin mukaddeslerinden vücuda gelen devletimizi herkesten ve her şeyden üstün tutmaya and içmiş büyük bir ecdadın ahfadıyız. Vatan sevgimizin gönül dünyamızdaki hikayesi de özetle budur. Isparta’ya gelişimizin dördüncü yılında onuncu kez düştük yollara, burada yaşadığımız acı tatlı her ne varsa hepsi bizim hikayemizin bir parçasıydı ve her şeyden önce Isparta bizler için kutsal bir vatan toprağıydı. Yaşadığımız şehre bakışımızın hikayesi de özetle budur. Sevgili Isparta! Hakkınız var üzerimde hakkınızı helal edin bana! Helallik dilemek; iyi ki geldi ve iyi ki tanıdık diyebilmekse ve bir gün giderken geride hoş bir seda ve tatlı bir tebessüm bırakabilmekse; Rahman’ın huzurunda son sözümdür; benim bir hakkım var ise hem size hem de bütün insanlığa helal olsun!  Niyazımdır Isparta; sen de hakkını helal bana! Her biriniz için tek dileğim şudur ki; adına can dediğimiz kutsal emanet ile yeryüzünde dolaşırken, o kaçınılmaz gün geldiğinde ve hayat hikayelerimiz yüzümüze okunduğunda, Yüce Varlığın huzurunda insanlık erdemine şan verenlerden olun! Ey Şehri Gül! Biz giderken geride bıraktıklarımız gök semaya yükselen bir dua kadar huzur bulsun! Yolumuz bahtımız açık, şan ve şeref sizlerle olsun. Elbette her ne olursa olsun, varlığımız Türk varlığına armağan olsun! Sağlıcakla kalın… Hoşçakalın!”